Attilá İlhan’ın, Cumhuriyet’in ilanının 75. yıldönümünde film yapılmak üzere yazdığı senaryo, ölümünden sonra roman olarak yayımland


Hiç kuşkusuz, bize anlatılanlardan farklı bir Mustafa Kemal portresi var karşımızda. Özellikle, Mustafa Kemal’in Fikriye Hanım ve Látife Hanım ile olan ilişkileri, bambaşka bir perspektiften ekseninden tasvir ediliyor.
"Paşa, odada gidip gelerek soyunmaktadır; Látife ona ilgisiz görünür, bakışları hálá pencerede, sigarasının dumanları, halka halka, başının üstünde yükseliyor (...) Mustafa Kemal Paşa, Látife’ye dönerek, dargın bir sesle: -’...demek küçük hanım, yalnız kalmayı sevmiyor...’ Látife, hemen cevap vermez, sonra: -’...yalnız kalmayı severim... yalnız bırakılmayı sevmem. Paşa!’
Gázi gözlerini kısarak, karısına bakıyor; sırtına, gecelik niyetine maşlahını giymiştir, durgun ve dargın camlara yürüyor; mehtap aydınlığı ünlü profilini yaldızlamıştır; ona mı, kendi kendisine mi olduğu anlaşılmayan bir tarzda, kederli ve dargın konuşuyor: -’...yalnızlık mı? Onu sen ne bilirsin, çucuk!... ne demek olduğunu, bana sor..." (O Sarışın Kurt, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.422)
Girişini yazdı
Bugün artık olgun bir romancı olan Selim İleri’yi edebiyat dünyasıyla tanıştıran, ilk yazdıklarını okuyup yüreklendiren ve yönlendiren kişi Attilá İlhan’dı. Selim İleri de, yine Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasında yayımlanan ve ünlü şairin hayatını anlatan "Nam-ı Diğer Kaptan, Attilá İlhan’ı Dinledim" isimli kitapta bütün bunlara değinmişti. İleri, sadece Attilá İlhan ile değil, bütün İlhan Ailesi ile de yakın dosttu. Son kitabın girişini de Selim İleri yazdı.
(Sefa Kaplan / Hürriyet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder